Erkek Hipogonadizmi Primer (Testiküler) ve Sekonder (Hipofizer) kaynaklı olarak iki çeşit olarak kabul edilir. Sekonder olan formunda medikal tedavide başarı oranı yeterince yüksektir.Ancak Primer Hipogonadizmli (Azoospermi) vakaların tedavisinde başarı oranı çok düşük kalmaktadır. Vakaların sekonder tipindeki ilerleme ve sonuca varmanın hedef noktası olarak kabul edilen olgun ve aktif spermatozoid oluşumundaki en temel endokrinolojik yaklaşım; başlangıçta adını germ hücreleri olarak adlandırdığımız henüz ilkel evredeki taslak hücrelerin (spermatosit), HC (Human Koryonik Gonadotropin) desteği ile testosteron artışı sağlanıp çoğaltılması ve gelişen çekirdekli yuvarlak germ yapılarının (spermatid) eklenen FSH tedavisi (Folikül Stimülizan Hormon) ve LH (Luteinizan Hormon) ilematüre edilmesi yani olgun spermatozoidik yapıya dönüştürme esasına dayanmaktadır.
Bu tedavinin hangi aşamasında, hangi tür tedavinin nasıl ve ne şekilde yapılması birtakım endokrinolojik izleme kriterleri ile yapılmaktadır. Doğru ilkelerle yürütülecek bir tedavi başarıyı getirebilecektir.
Azoospermia kendi arasında üretim tipi ve iletim tipi olarak ikiye ayrılır. Tıkanma tipi de diyebileceğimiz iletim tipi olanında (obstrüktif) hormonal aks normal görünür. Üretim tipi olanında ise (non-obstrüktif) hormonal aks genelde bozuktur. Etyololojik yani oluşum nedeni açısından ayrı duruşa sahip tedavi yaklaşımları yerine her iki süreci de destekleyen tedavi daha başarılı olup fizyolojik taklit esasına dayalı hormon tedavisinin destekçisi bir fitoterapi bu yaklaşımın omurgasını oluşturur.
Bir integratif yaklaşım olarak fitoterapi azoospermia tedavisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Endokrinolojik yönden gonadotropik hormon tedavisinin yanına eklenen ve rasyonel ilkelerle yürütülecek bir fitoterapinin başarıyı sinerjik yönde etkilediği bilinen bir gerçektir.