O zamanlar İstanbul-Bağcılar’da yer alan bir özel hastanede çalışıyordum. Babasını mide kanaması nedeniyle yatırmış, taburcu ediyorduk.
Ancak onu ilk gördüğümde söyleyeyim mi söylemeyeyim mi diye düşünüp biraz süzdükten sonra özel bölgelerinin hacimce küçük olup olmadığını sorarken beni yanlış anlamamasını rica ettim. Çünkü sakal bıyık yoktu. Göğüsler gömlekten tebarüz ediyordu ve boyu da uzunca idi. Bu olsa olsa bir hipolu idi bana göre. Son olarak da o nazik soruyu sordum. Şöyle hafifçe öksürdü ve babasını dışarı çıkardı ve kapıyı kapattı. Ah! dedim çocuk yanlış anladı galiba. Ama korktuğum gibi olmadı. Hocam nasıl anladınız beni dedi. Kaç yıldır bu derdimi hiçbir yere açamadım. Her gece seccade ıslatmaktan göz pınarlarım kurudu, Sizi karşıma Allah çıkardı, adeta kaderimle baş başa kalmıştım. Acaba dualarımın kabul olduğu gün bugün mü diyerek müteşekkir ve alaka bekleyen gözlerle cevap bekledi benden. Ona yarın sabah aç karnına hormon tetkiki yapmasını tavsiye ettim.
Sonuçlar tam tahmin ettiğim gibi çıktı. FSH, LH, Testosteron beraberce çok düşük idiler.
Öğretmen olduğu için ek izin alması gerekliydi. Doğuda çalışıyordu. Hocam Refik Tanakol’a havale ettim. O zamanlar kendim sadece tahmin eder, teşhis koyar ve hocama refere ederdim. Çok güzel bir tedavi sonrası, her şey değişti ve gelişti. Sakal, bıyık. Testis ve özel bölgeler hepsi normal oldu. Daha iyisi ise bekârlığa veda ederek sevdiği öğretmen hanım ile evlendi. Kendiliğinden yani doğal yolla gebelik ile oldu oğulcağızı. Evladının adını hocama ve bana ithaf etti. Her ikimizin ismini taşıyor. Şimdi önemli bir devlet bürokratı oldu. Bulunduğu bölgede çok çalışan ve vatana, millete hayırlı eserler bırakan, gençler yetiştiren bir devlet adamı artık o.
Geçenlerde aradı. Bizimki kardeş istiyor hocam dedi. Sıvadık kolları. Bu tür hastaları uzaktan da takip edebiliyorum. Hipofizer Hipogonadizm hastasında başarının sırrı HCG tedavisini en az bir yıla yaymak. Ardından Menotropin beraberliği ile netice geliyor zaten. Biz detaylı sperm öncü hücre analizi sistemi geliştirdiğimiz için tedavide daha erken netice alabiliyoruz. Bunu isteyen her embriyoloğa öğretmeye de hazırız.
Üzüldüğüm şey şu; Bu tür vakalara altı ayda çıkmazsa ben bu mesleği bırakırım ya da ben yapamadı isem bu demektir ki senin çocuğun asla olmaz türünden aslı astarı olmayan ilimle cehalet taslayan gereksiz söylemleri hala duyuyorum. Diğer bir gözlemim de evlenmek isteyeceğin zaman gel HCG o zaman başlarız diyerek sistemi alt üst eden testosteron verme alışkanlığını bir türlü yıkamadık gitti. Halbuki bu vakada eksiklik, hipofiz hormonu üretimi olduğu için tedavisini bu bölgeye ait Gonadotropinlerle vermek gerekli. Bir de Hipofizer Hipogonadizmli vakayı bir de mikro TESE edenleri gördükçe üzüntüm daha da artıyor. Halbuki bunu yapanlara tıp tepmesi derler bizde. Ülkemizde Refik Tanakol gibi bu vakalara yaklaşımı düzgün ve kaliteli endokrinci bulmak zorlaşıyor. Yaklaşımlar ezberci ve taklitçi. Yani eskiden yapılan hataları hocamız böyle yapıyordu diye devam edegelen bir mantık var. Hukukta bir kaide var, nakıs makisun aleyh olmaz. Manası şu; başkası da yapıyor ama diye sen de aynı yanlışı yapamazsın. Başarısız yönteme devam etmenin anlamı da zaten yok!
Bir üzüldüğüm husus da endokrinci arkadaşlar vakaları tedavi bile etmeden ürologlara havale ediyorlar. Onların da canlarına minnet. Tedavisiz, öngörüsüz, ezbere bağlanmış bir mantıkla ille de ameliyat ediyorlar fakat bu aşamadan sonra tedavi başarımız çok azalıyor maalesef. Uluslararası ciddi yayınlar artık
Gonadotropin tedavisinin hem Hipo için hem Azospermi için şart olduğu hususunda birleştiler artık.
Görene tabi ki, köre ne?