Mehmet amca 56 yaşında idi. Baş ağrısı nedeniyle eczaneye gitti. Tansiyonun yüksek amca dediler. Kaç olduğunu sorunca 18-10 dediler. Bir uzman doktor önerisine pek umursamadı.
Babadan kalma yöntemler var, hallederiz düşüncesiyle ayrıldı eczaneden. Aklına Salih usta geldi, onun bir arkadaşı vardı, alternatif işleri bilen biri. Ona gittiler beraberce. Önce hacamat tavsiye etti. Olur dedi ve yapıldı. Sanki iyi gelmişti. Rahatladım dedi Mehmet amca. Haftaya gel devamında başka tedaviler de uygularız dedi hacamat ustası. Tamam dedi Mehmet amca…
Haftaya Mehmet amca randevusunu unutmuştu. Baş ağrısı gelince tekrar, hacamatçı arkadaş aklına geliverdi birden. Hacamatçı abi, birazdan bir şeyin kalmaz diyerek baş ve ense üzerinden sülükleri koydu. Biraz daha iyiyim sanki dedi yine Mehmet amca…
Ertesi gün amcanın eşi,sabah kahvaltı için sesleniverdi eşine. Amma horluyordu ha… Kalk yahu dedi, işe geç kalacaksın. Ama o çok başka bir horluyordu sanki. Üstelik ağzından bir miktar köpük de gelmişti. Eyvahlar olsun dedi birden. Hemen 112 yi aradı. Acilen hastaneye aldılar. Çekilen beyin tomografisine göre yüksek tansiyon sonrası beyin kanaması olmuştu. Tabii sağ tarafı tutmuyor ve konuşması da bozuk idi.
Yoğun bakım süreci sonrası 1 yıl sonra ancak kendine gelebildi amca. Artık ilaçlarını hiç aksatmadan alıyor.Bir musibet bin nasihat denir ya… İşte ondan oldu bunun hali.
Şimdi….Eğrisi ne idi? Doğrusu ne idi ?
Anladıklarınızdan yorumlarınızı bekliyorum.
Doğru yorumu yapanlar ayrıca ilan edilecektir.
