2006 Aralık ayının ilk haftası Bezmialem Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma hastanesine başlamıştım. Bir arkadaşım bana poliklinik nasıl yapılıyor diye göstermek istedi. Ancak o dönemlerde ortalık çok kalabalık ve odası da çok küçüktü.
Ona dedim ki sen birkaç hastayı bana üst kata Uzman Doktor muayenehanesine gönder sana yardım edeyim. Birazdan biri hastamız geldi. “Poliklinikten gönderdiler bizi, Celalettin Bey siz misiniz?” dediler. “Evet” dedim. “Hocam ben sizi yormayayım. Benim muayenelik durumum yok siz bana tahlil yazın sadece bunu istiyorum kolesterol var, tansiyon var…” gibi bir şeyler söyledi. Yanında eşi de vardı. Ona direk simadan teşhis koyarak” “Bırak bu kolesterolü senin 19 yıldır çocuğun olmuyor o konudan ne haber?” dediğimde şaşırdı. “İyi de nasıl anladınız?” ve o kadar süreyi de nereden bildiniz dedi. Ona şaşırmamasını bu tür çok hasta gördüğümden yatkınlığımın arttığını, öbür süreyi de tahmin etmekle beraber Rabbimin tevafuk ettirici bir sözü lütfettirdiğini anlattım. Adı Ömer Faruk idi.
Sabaha kadar uyuyamamışlar. Meğer daha evvelden gördükleri tedaviler sonuç vermemiş ve çok da maddi harcama yaptıklarını ve bir hayli borçlandıkları için bu defteri kapatmışlar. Umutsuz söylemler çok söylenmiş ve artık pes etmişlerdi ki umutlar yeniden yeşermişti.
Tetkik sonuçları tam beklediğim gibi gelmişti. Hipofiz bezi çalışmıyor ve burnu da koku almıyordu. Kalman Sendromu tanısı kondu. Çok değerli Hocam Refik Tanakol ile beraber tedavi verdik. Diğer hipofiz arkadaşlar ondan yaş olarak genç oldukları için çoğu tüp bebeğe gerek kalmadan doğal yolla gebelik yaşıyorlardı. Ama yaşının bir hayli yüksek oluşu nedeniyle çok yüksek sayıda sperm çıkışı oluşmadığı için yapılan tüp bebek ile oğlu Muhammed Emin dünyaya geldi. Bu arada başarılı tüp bebek katkısı nedeniyle Memorial Hastanesi ekip lideri Semra Kahraman Hocam ve özel doktorları Hale Hanımın katkılarını da anmadan geçmeyelim.
Ömer Faruk bana çok hasta tavsiye etmiş bir hastam olup Hipogonadizm sayfasını kuran ekiptendi. Azospermi vakası konulmuş arkadaşları bana getiren ilk odur. Onun getirdiği ilk beş Azospermili vakadan sadece Fitoterapi ile doğal çıkışlar oldu. Ancak Azospermi grubunda çok fazla sebep vardı ve işin kötü tarafı gelen herkese bir türlü kabullenemediğim TESE operasyonu yapılarak mikro çevre sisteminin Testis’te hasarlandırılması işimizi zorlaştırıyordu.
Bu nedenle ilk sözümüz araştırmadan, inceleme yapmadan bilinçsizce TESE’ye hayır oldu. Çünkü şunu gördük. Tedavili ve öngörülü vaka daha iyi iyileşiyordu. Gerileyen Spermatogenez bir daha ilerletilemez tezi tüm dünyaya bir algı olarak yerleştirilmişti. Bana bir Üroloji Hocamızın söylediği şu sözü hiç unutmuyorum. “Bana bir tane Azospermili ve Sertoli Cell Only vakasını düzelttiğini göster seni alnında öperim!” demişti. Şimdi beni gördüğü yerde alnımdan öpülür müyüm bilemiyorum! : )
Daha sonra Ömer Faruk bana her AVM’de gördüğü arkadaşı aynen sizin beni tanıdığınız gibi simasından tanıyarak tahmin ediyor ve o da Hipofizli çıkıyor diye diye bir çok hasta getirdi. Sadece empati ve biraz ilgi ile Rabbinin kendisine açtığı kapıdan o da herkese aynı iyiliği gösterme ve şükrünü eda çabasında idi.
Azospermi’li vakaların başarısı daha düşük. Böyle olunca da stres puanları çok sabır puanları az. Aldatılmaları da çok fazla. Soruları bitmez Azospermi vakalarının. İnanç da ümit de eksilmiştir. Ömer Faruk ile ilk görüştüğümde ona şunu söylemiştim. “Bu işlem süresince ara ara çok basamaklardan geçeceksin. Önemli olan her basamak esnasında bana bilgi ver ve yine bana danışmadan hareket etme” demiştim. O bu sözüme itaatin açık açık sonuçlarını yaşadı. Onun bir Hipofiz hastası olduğu bilindiği halde sabredemeyip TESE dahi yapmak istediler. Hipofizli bir hastaya TESE yapmak isteyene bizde “Tıp tepmesi” adı verilir. Mani olmasa idim belki hiç evladı olmayacaktı.
Arayın sorun, danışın. Benim için seve seve nasıl bir kişiliğimiz ve mizacımız olduğunu size anlatmaktan çekinmeyecektir. Biz hastalarımızla mümkün olduğunca yakın bir ilişki kurmaya gayret ediyoruz. O bunu çok iyi biliyor. Çok değerli bir eşi var. O da gerektiğinde ortalığı ifsat etmek isteyenlere karşı azimle anlatıyor doğruları ve doğrulukları.
Eğer bu sayfalarımızdaki bir hasta hikâyemizin gerçek kahramanı ile konuşmak ve bilgi almak istiyorsanız bize yazın. Onlardan izin almak şartı ile sizleri görüştürebiliriz.
Rabbim Ömer Faruk gibi karakterli kardeşlerimizin sayısını arttırsın.
Bizleri de onun gibi ahlaki değeri yüksek hastalar ile buluşturup tedavilerinde O’nun eli ve şifalarına giden yolda vesile olmayı nasip etsin.